24 Ağustos 2014 Pazar

MUSTAFA KUTLU VE "NUR"



    

  Bugünkü yazımda Mustafa Kutlu'nun eseri olan “Nur” hakkında bilgi vermek istiyorum. Mustafa Kutlu bu eserinde arayış içinde olan bir genç kızı ve ona kendisini bulmasına yardımcı olmaya bir genç delikanlıyı anlatıyor.Mustafa Kutlu'nun bu eserinin ana kahramanları Nur ve Sinan’dır.

        Bir hakikat yolculuğu olarak tanımlanabilecek bu hikayede , genç bir mimar olan Nur’un iç sıkıntılarına çare bulmak için çaldığı kapılar ve yol üstünde tanıştığı insanlar anlatılıyor. Ana kahramanın etrafında yer alan her bir kişiyi, yazar  bir ressam gibi gözümüzün önünde canlandırıyor. Örneğin; Genç, heyecanlı ve inançlı bir mimar olan Sinan, Sinan'ın babası Kadırgalı hamal Ali, Sinan'ın  hapishanede yatan ağabeyi delikanlı Demirci Cemil, Sinan'ın hasta olan kız kardeşi Çiçek, Çiçek’in sevdiği Doktor Cüneyt, Nur’un babası İskender Bey, Nur’un yurt dışında yaşayan annesi  vs. diğer şahıslar birçok kişi bu hikayede yer alıp bize insanlık; yani insanoğlunun türlü hallerini anlatıyor.

         Mustafa Kutlu, günümüz insanının değişmeyen “boşluk” problemini bir kişiyi merkeze alarak anlatıyor. Bu eserin ana kahramanı olan Nur içindeki manevi boşluğu doldurmak için arayışa girer. Her yeri dolaşarak bu boşluğu gidermeye çalışır. Bunu bir gün rüyasında duyduğu :” Yaşamak için yaşatmak gerekir.” sözüyle yerine getirir. Yani uyandığında böbreğinin bir tekini Çiçek'e vermeye karar verir. Böbreği verdikten sonra ölür. Rüyasındaki gibi ebedi alemde yaşamak için yaşatır ve böylece bir nur olup gökyüzüne gider.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder